İzmir Saldırısı Üzerine
HDP İzmir il binasının basılarak parti çalışanı Deniz Poyraz’ın vahşice öldürülmesi üzerine Müteşekkir Türk Yurtseverleri olarak bu cinayeti ve bu cinayete zemin sunan söylemleri kabul etmediğimizi duyurmak üzere bu kısa açıklamayı yapma gereği duyduk.
Muhalifleri şiddetle susturma yolunda bir süredir artarak devam eden girişimlerin yeni ve son derece tehlikeli bir aşamaya geldiği endişesi içindeyiz. Provokatif cinayetle elde edilmek istenen siyasi iklimi ve kutuplaşmayı boşa çıkarmanın ancak Kürt sorununa bakışta bir perspektif değişikliğiyle mümkün olabileceği kanısındayız. Kürt sorununun kavgayla çözümünde ısrarcı olanlara itirazımız iki sebeptendir:
Müteşekkir bir varoluş bilinciyle; bu toprakların, kaynakların ve imkânların Türklerin ve Kürtlerin hak ve hukuklarıyla barış içinde eşitçe yaşayabilmelerine yettiğini düşünüyoruz. “Sen sana ne sanırsan ayruğa da onu san/ Dört kitabın manası budur eğer var ise” diyen Yunus Emre’nin yoldaşlarıyız.
İtirazımız anti-oligarşik, anti-emperyalist iddiamızın bir gereğidir de. Kürt meselesinin kavgayla çözümünde ısrar etmenin Türk halkına hiçbir yararı olmamıştır, bundan sonra da olacağı yoktur. Ulus olarak binlerce evladımızı, milyarlarca liramızı, hamasetle geçen yıllarımızı kaybettik. Kazananlar sermaye-siyaset-bürokrat oligarşisi ve emperyalizm oldu.
Bu ülkenin Kürt sorununa üretebildiği en iyi çözüm Aybüke öğretmeni, asker ve polislerimizi, adını sanını bile bilmediğimiz Kürt gençlerini ve son olarak Deniz Poyraz’ı hayatta tutamıyorsa o çözüm bizlere uzak olsun. Türklerin ve Kürtlerin anlaşana kadar konuşmaktan ve tartışmaktan başka bir yolu yok. Biz bu yolun hala açık olduğu düşünüyoruz, düşünmek istiyoruz, başka da yurtseverce bir yol olmadığı kanısındayız. Zira kanın kanla yunmayacağını söyleyen Türk halk bilgeliğinden öğreniyoruz.
Deniz Poyraz’a Allah’tan rahmet diliyoruz. Keşke onu bu genç yaşında kaybetmeseydik.
Ailesine ve partisi HDP’ye de sabırlar diliyoruz.
YURTSEVERCE